PROJE AÇIKLAMASI:
Asit yağmuru nedir?
Asitler, suyla hidrojen iyonları üreten hidrojen bileşimleridir. Hidrojen iyonları çözeltiyi
asidik özellik kazandırır.
Asitler, suda eridiğinde hidrojen iyonları (H+) üreten madde çözeltileridir.
Asit yağmurları, fosil yakıt atıklarının doğal su döngüsüne karışmasıyla oluşur. Özellikle
sanayileşmenin yoğun olduğu ve fosil yakıtların enerji tüketimi olarak kullanıldığı bölgelerde
kömür ve petrol gibi fosil yakıtların yakılması sonucu atmosferde kükürt ve azot içeren gazlar
birikir.Bu gazlar havadaki su buharıyla birleşince bir kimyasal tepkime meydana gelir. Bu
tepkime sonucunda sülfürik asit ve nitrik asit damlaları oluşur. Güneş ışığı bu tepkimelerin hızını
artırır. Yeryüzündeki sular Güneş’in etkisiyle ısınınca, bunların bir kısmı buharlaşarak yükselir ve
atmosfere karışır. Böylece yükselen nemli havadaki su buharı yoğunlaşarak yeniden sıvı
durumuna geçer. Bunlar da bulutları oluşturur. Sonuçta oluşan, çok miktarda kükürt ve azot
içeren bu tip yağmurlara “asit yağmurları” denir.
Atmosferdeki asit, yalnızca yağmurlarla değil, kar, sis, havadaki gazlar ve tanecikler yoluyla da
yeryüzüne iner. Bu tür yağmurda tanecikler siste asılı olarak süspansiyon oluşturabilir ya da en
kuru halde birikebilirler. Normal koşullar altında oluşan yağmurların pH değeri 5.6′dır. Bu
değerin altında bir değere sahip olan yağış asit yağmuru olarak adlandırılmaktadır. Asit
yağmurları, özellikle sanayi devriminden sonra kükürt ve azot gazlarının atmosferde hızla
birikmesiyle etkisini hissettirmeye başlamıştır.
Asit Yağmurlarının Çevreye Etkileri
Asit yağmurları, tüm çevreye zarar vermektedir ancak bundan en çok etkilenen ormanlar ve tarım
alanlarıdır.
Asit yağmuru toprağın kimyasal yapısını ve biyolojik koşullarını etkilemektedir.
Toprağın yapısında bulunan kalsiyum, magnezyum gibi elementleri yıkayarak taban suyuna
taşımakta, toprağın zayıflamasına ve zirai verimin düşmesine neden olmaktadır.
Topraktaki alüminyumun çözülmesine neden olmakta ve ağaç köklerinin besinlerden
faydalanmasını engellemektedir, bunun sonucunda ağaçlar kuruyabilir.
Mermer, kumtaşı veya kireçten yapılan ve içerisinde kalsiyum karbonat bulunduran tarihi eserlere
zarar vermektedir.
Ayrıca açık metal yüzeyler, boya kaplamalar ve bazı plastikler, sülfür dioksit ve yağışın
sulandırdığı bu asitten dolayı bozulma gösterir.
Göllere ve akarsulara düşen asit yağmurları, sudaki asit dengesini bozmaktadır.
Asitleşmenin çevre üzerinde dolaylı olmakla birlikte yine çok önemli etkilerinden biri de,
endüstriyel faaliyetler sonucu oluşan asit nemidir. Toprağa ya da göl yataklarına inmiş cıva,
kadmiyum ya da alüminyum gibi zehirli maddelerle tepkimeye girebilmekte ve normal koşullar
altında çözünmez sayılan bu maddeler, asidik nemle tepkimenin sonucunda, besin zinciri yada
içme suyu yoluyla bitki, hayvan ve insana ulaşıp toksik etkiler yaratmaktadır.
ASİT YAĞMURLARINI ÖNLEMEK İÇİN BİZ NELER YAPMALIYIZ?
Asit yağmurlarının önlenmesi veya zararlarının en aza indirgenebilmesi konusunda bireysel
olarak sorumluluklarımız vardır.
Çevre kirliliğini ve asit yağmurları ile ilgili sorunları bildiğimiz için, bu bilgileri çevremizde
kişilerle de paylaşmalı ve bu konuda bizlerin de bir şeyler yapabileceğini hatırlatmalıyız.
Bireysel olarak katkıda bulunabileceğimiz en önemli konulardan biri enerji
tasarrufudur.
Kullanmadığımız zamanlarda, ışıkları, bilgisayarımızı, televizyonu, video oyunlarını ve diğer
elektrikli aletlerimizi kapatabiliriz.
Daha az enerji tüketen cihazları, tasarruflu ampulleri, klimaları, su ısıtıcılarını tercih edebiliriz.
Çok yakın mesafeler için arabamızı kullanmayıp, imkânımız varsa toplu taşıma araçlarını
tercih edebiliriz.
|